Fıkralar

Gezerdin Hizmeti

SİTENE EKLE

Mardin linin biri İzmir de yedeksubay okulunda askerligini yapmaktadır. Hafta sonları çarşı izinlerinde kız tavlamaya çalışır fakat başaramaz.
Aynı yerde askerlik yapan İzmir liler Mardinli ile dalga geçerek sorarlar;
-Mardinli bu hafta çarşıda ne yaptın?
-Konak meydanında denizi seyrettim.
-Yahu ne diye boklu denizi seyrettin. Kızlara takılsana...
Ertesi hafta Mardinli Karşıyaka ya geçer ve yine kız tavlamayı başaramaz. İzmir liler yine dalga geçerek Boklu denizi seyredecegine arkana dönüp apartmanlara baksaydın ya derler.
Bu sefer Mardinli Karşıyaka ya geçerek apartmanları seyretmeye başlar. O da ne bir bayan el sallıyor. Hemen gider bayanın dairesinin kapısını çalar. Karşısına orta yaşlı üzerinde seksi bi gecelik bulunan bir bayan çıkar.
Biraz sohbet ve tanışma faslından sonra bayan sorar;
-Nerede askerlik yapıyorsun_
-Gaziemir de
-Aa benim oglumda seninle birlikte askerlik yapıyor. Şimdi kız arkadaşıyla sinemaya gittiler, birazdan gelirler. Sen haftaya gel, birlikte olalım, der.
Mardinli bölüge döndügünde İzmir liler etrafını sararak sorarlar;
-Mardinli bu hafta ne halt ettin?
-Bu hafta ne halt ettigimi bende anlamadım ama haftaya kesin birinizin anasını sEkecegim!
Teraz
Bir yarışma düzenleniyor. Yarışmacılar Fransız, Alman ve Nam-ı Kemal. Yarışmada 3 katlı bir bina ve her katta 20 kadın kim bu kadınların hepsiyle beraber olursa yarışmayı o kazanacak. Yarışma başlamış Fransız girmiş binaya 2. Katın merdivenlerinde bayılıp kalmış. Alman girmiş oda 3. katın merdivenlerinde bayılmış. Nam-ı Kemal e sıra gelmiş Kemal binaya girmiş aradan 4 saat geçmiş hala ortalarda yok bi bakalım demişler binanın 1-2-3 katındakı kadınlar baygın halde bizim Kemal yok terasa çıkmışlar bizim Nam-ı Kemal bir kedinin peşinde gel pisi pisi gel pisi.
Nöbetçi Amir
1989 yılında çanakkale 116.jandarma er eğitim alayında askerlik yapıyorum...henüz çömez yani üç aylık bi onbaşıyım ve çavuş olana kadar da tüfekli nöbet tutmamız gerekiyor....su deposuna 2-4 nöbetine giderken değiştirici onbaşı dediki...diğer bölüklerin değiştirici onbaşıları çömez nöbetçilerle dalga geçmek için nöbetçi amiri numarası yaparlar..uyanık ol madara olma...ben bunu kafama takarak nöbete gittim....neyse aradan biraz zaman geçti...baktım karanlıkta bir kolluklu iki silahlı üç kişi yaklaşıyor....ulan dedim tamam bunlar beni işletecekler...bozuntuya vermeden:

- kimsin??

- nöbetçi amir..

- eller yukarda yaklaş...

parola işaret verdik birbirimize...

- nöbet defterini getir oğlum dedi...

ben,ya devrem ayıp olmuyor mu nöbetçi amir numarasıyla milletle dalga geçiyorsunuz dedim....biraz sustu...sonra:

- devrem ne yapalım biraz eğleniyoruz işte..askerlik başka türlü çekilmiyor dedi...ben:

- bırak kardeşim manyak mısın nesin ya gerçekten nöbetçi amiri olsan ben de seni buradan ** etmeye kalksam askerliğim yanar..yapmayın böyle şeyler diye kızdım....neyse biraz konuştuk..bu arada ay ışığının yardımıyla kol bağını okudum....nöbetçi amir yazıyordu..tabi bende renk kalmadı...hemen esas duruşa geçtim..:

- komutanım özür dilerim ben sizi değiştirici onbaşılardan biri sandım....ne dese beğenirsiniz:

- takma kafana devrem...amir kolluğu mu yok..taktım bitane milletle dalga geçiyorum....ben hem rahatladım hem kızdım:

- ulan allahsız..ödüm koptu ne adamsın diyerek bunu omuzundan öyle bi ittimki tökezledi....ama arkasındaki iki silahlı emniyet nöbetçisi put gibi duruyor....kolluk sahibi bana yaklaştı:

- getir ulan şu defteri dedi hayvan herif....işe bak lan..adama nöbetçi amir olduğumuzu ispat edemiyoruz.....ne cins adama çattık filan...söyleniyor...ben dedim tamam iyi bi dayak yerim...mahkemeye de verirler..yandımki sorma....ama hiç öyle olmadı...allah için adam bana ne sövdü ne vurdu....nöbetine dikkat et oğlum....filan nasihat etti defteri imzaladı gitti.....sonradan öğrendim kıdemli bir yüzbaşıymış.....bu hadiseyi hatırladıkça gülerim....
DİNDERSİ NOTLARI
- Ama hocam nereye göre şafak vakti? Bizde şafak vaktiyken diğer tarafta gece oluyor..

- Numaran kaçtı senin?

- Ne oldu ki hocam?

- Çok güzel soru sordun 5 vericem..Cevabını bende bilmiyorum.



- Arapça bilenler el kaldırsın...(sadece 1 kişi el kaldırır...)

- Afferim kızım Ayşeeee... Siz niye bilmiyonuz? Nasıl dua ediyonuzzz?

- Hocam ben Türkçe dua ediyorum.

- Olmaazzz! Arapça edicen! Türkçe kabul olmaaazzz!

- Niye hocam, Allah Türkçe bilmiyo mu?

- Haaşaaaa! Sümmee haaaaşaaaa!!!



- Çocuklar Ahiret Gününde bütün herkes tartılacak, sevapları, günahlarından fazla olanlar Sırat köprüsünden geçerek Cennete ulaşacak

- Hocam nasıl bir şey o Sırat köprüsü?

- Kıl gibi ince kılıç gibi keskin

- Eee nasıl geçiyoruz ki biz oradan hocam? Ayağımız acır, duramayız üstünde.. Denge diye bir şey var herkes cehenneme düşer valla böyle hocam.

- Sevabı fazla olanlara o köprü böyle otoban gibi geniş gelecek

- Eee hocam sevabı fazla olanlar geçecekse kıldan köprüye otobana ne gerek var? Allah sevabı çok olana geç desin, geçsin, az olana Cehenneme git desin, gitsin… Sanki itiraz mı edicez...

- Sus eşşek sıpası aklın ermez senin Allah ın işine, tövbe sümme haşaaa, tööbeee..



- Bu evren, bu kuşlar, bu böcekler çicekler, hepsi yüce Rab’bimizin bizlere birer armağanıdır.. Kendi vücudunuza bir bakın.. Bu mükemmeliyeti başka kim yapabilirdi ki? Mesela gözlerimiz.. Yüzümüzde, yani ona en uygun yerde.. Gözlerimiz diz kapaklarımızda olsaydı ne kadar çirkin olurdu değil mi?

- İtirazım vaaaaaaaar!...

- Söyle çocuğum!

- Eğer gözlerimiz diz kapaklarımızda olsaydı değşsen hiçbir şey olmazdı, Çünkü herkesin gözleri diz kapaklarında olurdu, o zaman da siz çocuklarım, gözlerimiz yüzümüzde olsaydı ne kadar çirkin olurdu derdiniz, ben de yine “itirazim vaaaar!..” derdim..



- O derse aldığım kedi yavrusu sınıfta gezerken hoca: “kim soktu bu mendebur hayvanı sınıfa?” diye bağırdı..

- Beeen. ama hocam o da Allah’ın yarattığı bir varlık değil mi? Yazık...

- Eeee tabi, o da Allah-ı teala nın yarattığı bir mahluk… Hem peygamber efendimiz de severmiş. Ay pek de sevimli kerata...

- Peygamberimiz Hazreti Muhammed salallahu aleyhi vesellem de iftarını hurma ile açarmış...

- Hocam, Mekke de iskender kebap mı vardı ki, onunla açssn?

- Sus! terbiyesiz, zındık, kafir!....



- Çocuklarım eğer Dünya Güneşe 1 cm. yakın olsaydı her yer erir, eğer 1 cm uzak olsaydı her taraf donar ve yaşayamazdık.... Allah ın olduğunu bundan anlayabiliriz.

- Eee iyi de hocam Dünya Güneşe 18 ocakta yakınlaşır 21 Haziranda da uzaklaşır.. Hem de 1 cm değil yaklaşık 2 milyon kilometre... Eeee hiçbir şey olmuyor...

- İşte bu da Allah ın bir mucizesidir evladım... Otur.. Laubali, ukala... Önemli Not: Bu notu bazı ziyaretçilerimizden gelen olumsuz tepkiler üzerine koymak ihtiyacı duyduk. Burada tiye alınan kesinlikle din hatta islam kavramı değildir. Burada tiye alınan günümüz din adamlarının yetersizliği ve sorular karşısında bu yetersizliklerini belli etmeme çabalarıdır.
5 Dolar
New York`tan Los Angeles`e giden uçakta cingöz bir avukat ile sarışın bir hanım yanyana oturuyorlar. Avukat hem hanımla yakınlaşmak hem de hoşca vakit geçirmek için bir oyun teklif ediyor. Kabul görünce oyunu anlatıyor:
-Size bir soru soracağım, cevabı bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz, sonra siz soracaksınız bilemezsem ben size 50 dolar vereceğim.
Ve ilk soruyu soruyor:
-Ay ile dünya arasındaki uzaklık ne kadardır?
Kadın tek söz söylemeden çantasından 5 dolar çıkarıp adama uzatmış.
Soru sorma sırası sarışına gelmiş:
-Tepeye 3 ayakla tırmanıp 4 ayakla asağı inen şey nedir?
Adam dakikalarca düşünmüş. Yanıtı bulamamış... Cuzdanından 50 dolar çıkarıp kadına uzatmış. Kadın parayı kibarca alıp çantasına koyarken avukat merakla sormuş:
-Cevap ne?
Kadın tek kelime etmeden çantasını açmış ve 5 dolar çıkarıp adama uzatmış...

Roberto Carlos
bir gün real madrid galatasaray ile maç yapmak için isa gelir futbolcular ne yapsın istanbul geceleri çok güzeldir maçın olduğu gece madridli futbolcular maça çıkmama ya kara verir ama maça tek roberto çıkar. maçı radyodan dinleyen madridli futbolcular rodyodan carlos gol attığını duyunca çok sevinirler maç sonucu 1-1 dir soyunma odasında carlos u üzüntülü gören futbolcular "sen tek başına 11 kişiyle karşılaştın 1-1 çok iyi deyince carlos "ben 60. dakikada kırmızı kart almasaydım ben coktan fark atmştım"demiş

Anne Babaların Şaçı Neden Beyazlar

Büyük şirketlerden birinin patronu, bilgisayar sistemleriyle ilgili önemli bir arızanın acilen giderilmesi için bilgisayar mühendislerinden birinin evine telefon etmesi gerekir.

Adamın evine telefon eder ve karşı taraftan fısıldayan bir çocuk sesi "Alo" der.

Patron sorar "Baban evde mi?"

Çocuk fısıldayarak cevap verir "Evet"

Patron sorar "Onunla konuşabilirmiyim?"

Çocuk fısıldayarak cevap verir "Hayır"

Patron şaşırarak "Peki annen evde mi?"

Çocuk fısıldayarak "Evet"

Patron , "Peki onunla konuşabilirmiyim?"

Çocuk yine fısıldayarak "Hayır"

Patron çocuğun cevapları karşısında şaşırır ve en iyisinin bir büyükle konuşmak olacağını düşünerek sorar,

"Orada başka kimse var mı?"

"Evet" der çocuk fısıldayarak , "Bir polis memuru var"

Mühendislerinden birinin evinde polisin ne işi olduğuna anlam veremeyen adam sorar

"Memur beyle konuşabilir miyim?"

"Hayır" der ufaklık, "Şu anda meşgul"

İyice meraklanan patron: "Neyle meşgul?"

Çocuk fısıldayarak cevaplar: " Annemle babamla ve itfaiyeci amcalarla konuşuyor"

Meraklanan ve endişelenen patron , telefondan gittikçe artan bir gürültü duyar "Bu ses de ne? Diye sorar.

"Bir helikopter" der çocuk, hala fısıldayarak.

Panikleyen patron: "Neler oluyor orada" diye sorar

Çocuk hala fısıldayarak: "Arama kurtarma timi geldi"

Patron endişeli ve neler olduğunu bilmemenin kızgınlığı içinde: "İyide neyi arıyorlar"

Küçük çocuk hala fısıldayarak ve kıkırdayarak cevap verir "Beniiiii"


Türtçe Çatışması


Türkçe Farkı





Türkiye Türkçesi:





Yakında bakkal var mı? Bana bakkaldan ekmek getirir misin? Bir kilo şeker istiyorum. Yarım kilo yemeklik yağ verin. Unun kilosu kaça?







Azeri Türkçesi:





Bu yahınlarda erzag dükkanı var mı? Dükkandan mene cörek getirersiniz mi? Hahis edirem bir kilo gend verin. Yarım kilo kere yağı istiyrem. Unun kilosu neceyedir?







Türkmen Türkçesi:





Golayda bakgal bar mı? Manga bakgaldan cörek getirip bilersing mi? Bir kilo seker isteyerin. Yarım kilo iymeklik yağ bering. Uning kilosı nece?







Özbek Türkçesi:





Yakında bakkal barı mı? Mange bakkaldan nan alıp gelesiz mi? Bir kilo şeker isteymen. Yarım kilo avkatlık yag bering. Unyng kilosu kanca?







Uygur Turkcesi:





Yakinda bakkal dukini barmu? Bakkalga berip, manga nan ekilip biremsiz? Bir kilo seker isteymen. Yerim kilo tamaklik may bering. Uning kilosu kance?







Kırgız Türkçesi:





Cakın aynalada dukon barbı? Maga dukondon nan alıp kelesiz bi? Bir kilogram kant beringiz. Carım kilogram margarin bering. Undun kilogrami kanca?







Kazak Türkçesi:





Cakın cerde duken bar ma? Magan dukkennen bir nan alıp kekesing be? Bir kilogram kant kerek. Cartı kilogram tamak pisiratın may beringiz. Uning kilogramı kansa aksa?







Tatar Türkçesi:





Yakında kibit bar mı? Minga kibitten ipiy ipiy almassız mı? Ber kilo şeker alırga tılım. Yartı kilo usimlik mayi birigiz. Unning kilosi nice sum tura?


3. Dünya Savaşı




Hitler ve Stalin bir barda oturmaktadırlar. Bir adam içeri girer ve barmene bunlar Hitler ve Stalin değil mi diye sorar.


Barmen "Evet, onlar" der.


Sonra adam onlara doğru yürür ve sorar: "Selam, ne yapıyorsunuz?"


Hitler cevaplar:


"3. Dünya savasini planlıyoruz."


Adam sorar. "Gerçekten mi? Neler olacak?"


Hitler :"Bu sefer 14 milyon Yahudiyi ve bir bisiklet tamircisini öldüreceğiz" der.


Adam sorar:


"Bir bisiklet tamircisi mi?"


Hitler Stalin e döner ve der ki:


"Gördün mü, sana kimsenin 14 milyon Yahudiyi takmayacağını söylemiştim!"



BURAK ATILMIŞ





 
tracker
HTML KOD
 
mrscorstasche
 
 
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik)
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol